Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
old enough
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"old enough"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
old enough
s.
yeterince yaşlı
"old enough"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 30 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be old enough to give birth to
f.
doğum yapabilecek yaşta olmak
2
Genel
be old/mature enough to become a bride
f.
evlilik çağına gelmek
3
Genel
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone
f.
gelinlik çağına gelmek
4
Genel
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone
f.
evlilik çağına gelmek
5
Genel
be old/mature enough to become a bride
f.
gelinlik çağına gelmek
Idioms
6
Deyim
be old enough to be someone's mother
f.
annesi yaşında olmak
7
Deyim
be old enough to be someone's father
f.
babası yaşında olmak
8
Deyim
old enough to know better
s.
görmüş geçirmiş
9
Deyim
old enough to know better
s.
deneyimli
10
Deyim
old enough to know better
s.
tecrübeli
11
Deyim
old enough to know better
s.
olgun
12
Deyim
old enough to know better
s.
feraset sahibi
13
Deyim
old enough to know better
s.
doğru karar verecek kadar olgun
14
Deyim
old enough to be (one's) father
s.
(birinin) babası yaşında
15
Deyim
old enough to be (one's) father
s.
(birinin) babası olacak yaşta
16
Deyim
old enough to be (one's) mother
s.
(birinin) annesi yaşında
17
Deyim
old enough to be (one's) mother
s.
(birinin) annesi olacak yaşta
18
Deyim
old enough to be mother
s.
annesi yaşında
19
Deyim
old enough to be mother
s.
annesi olacak yaşta
20
Deyim
old enough to vote
s.
oy verecek yaşta
21
Deyim
old enough to vote
s.
seçimlerde oy kullanabilecek yaşta
22
Deyim
old enough to vote
s.
yeterince olgun
23
Deyim
old enough to vote
s.
kemale ermiş
24
Deyim
old enough to vote
s.
birçok şeyi anlayacak yaşta
25
Deyim
old enough to be someone's mother
expr.
annesi yaşında
26
Deyim
old enough to know better
expr.
yaşını başını almış, tecrübe sahibi
27
Deyim
(one) is old enough to be (someone's) (parent/grandparent)
expr.
(birinin ebeveyni/büyük annesi veya dedesi) olacak yaşta
28
Deyim
(one) is old enough to be (someone's) (parent/grandparent)
expr.
(birinin ebeveyni/büyük annesi veya dedesi) yaşında
Speaking
29
Konuşma
I'm old enough to know that
expr.
bunu bilecek yaştayım
30
Konuşma
you're not old enough to vote
expr.
sen oy verecek yaşta değilsin
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of old enough
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy